10 Eylül 2012 Pazartesi

"...sen kendine yalan söyleyecek birini istiyorsun!"
-hayır sadece samimiyet istiyorum...
&
Sizlerle dostumla olan, hasbihalimizden bir bölüm paylaşmak istiyorum,güzelliklerde çoğalmak duası ile.

Bu arkadaşımla hayata dair her şeyi analiz eder, konuşur, tartışırız. Kendisi oldukça kültürlü, dürüst, ne istediğini bilen, aklı başında hülasası değerli biridir. Söylediklerini kale alır, önemserim. Ve koşuştuklarımız üzerinde düşünürüm.

..dün yine bu sohbetlerden biri yapıyorduk
. İnsanlar, dürüstlük, yalan,sevgi, samimiyet, vefa gibiydi sohbetin akışı. Ben ona bu konuda ne düşünüyorsun? diye şöyle bir soru sordum.
Acaba insan birini kendinden daha fazla önemseyebilir, onun her şeyi olabilir, hatta kendisinin dahi önüne geçirebilir mi,maddi ve manevi her ne olursa olsun yanında olabilir mi?,
mesela;bir Ferhat, mecnun ,Züleyha veyahut ta bir Şems olabilir mi ?,ve devam ettim. Yeryüzünde böyleleri hâlâ var mı ?, yoksa onlarda yalan mıydı ,bu nimete sahip olduklarında yeterince değer bilmenin hakkını onlarda verebilir miydi? ,dedim.

Eğer öyle ise işte ben buna gönüllüydüm zaten, bir ömür bunun mücadelesini verdim, en azından kendim için,böyle olmalıdır diye. Evet, ben çok seviyor ve çok seviliyordum ama ne kadarı doğru bunun ,nereye kadar sürebilirdi bu vefa?
böylesine içten ve saf bir sevgi.
Böyle olsun ki,hayat 'yaşam'a dönüşsün .

-o da bana ,yok öyle bir şey ! "
...sen kendine yalan söyleyecek birilerini istiyorsun!" dedi.Buna çok şaşırdım ve hemde çok üzüldüm,hatta tüm inancım sarsıldı, yıkıldı demek istemiyorum hâlâ.İnancımı sıfırlamamak için.Beni bu inanç yaşatıyor çünki.

Bir ömür bütün hayatımı bunun üzerine inşâ etmiştim. Böyle olmalıymışın üzerinden yaşadım her şeyi. Güvendim, sevdim, emeğimi esirgemedim.Karşılık istemedim,fakat sonuçta insanız,zayıfız ,azda olsa emeğin bilindiğini görmek istiyor insan.Bunu sıfır beklenti ile başarabilen varsa,ben sadece helal olsun derim,artık bende söz biter.

Varsayalım ki ,bu tez çürümüş,bunun üzerinden konuşursak;İnsan için artık bundan sonra yaşamaya, yaşanmaya değer ne kalırdı ki geriye. Çocuklarıma da hep bunları işlemiştim. Samimi olun, ciddi olun, vefalı olun, dürüst olun, herkesi kendiniz gibi değerli bilin, zarar vermeyin,etrafıma da bu inanç üzerinden tavsiyeler vermiştim.
Yani bu tez çürüdü mü şimdi?,çürüttük mü?

Yaşamış olmak için yaşamak, yemiş olmak için yemek, gezmiş olmak için gezmek amaçsızca,bencilce.totoloji ise ayrı bir trajedi. Hiç bir dayanağı olmayan.
-ne yapıyorsun ?cevap açık.
-hiç öyle takılıyorum işte.
-başka ne yaparsın?,
-zaman öldürüyorum.

Lakayt, aşağılayıcı,avâmi bir cevap. Konu baştan kapanmış zaten üzerine konuşulacak ne kalmış ki?
Şimdi ne olacak?
güven, sevgi, hak,hukuk, sadakat, vefa, vs. gibi erdemler nereye dayandırılacak?
Üzerini çizin gitsin. o zaman herkes bir yalan içerisinde yaşıyor,orada hiçbir şey kalmamıştır artık. Ya iletişimde bir sorun var ,ya da hepsi yalan. Asıl sanal olan insanların kendisi olmuş sonucu çıkar buradan.
Biz bu konuyu,bu söylem üzerinden konuşuyoruz. Öyle değilse hepsi kâğıtta üzerinde kalır yırtarız gider. Ya gerçekse,işte o zaman bittik demektir.

Mutlaka istisnalar vardır elbette fakat bu kaideyi bozmuyor.Genelde yanlış insanlara prim verip sonuç alamamak insanı güvensizleştirdiğinden, iyilik azar azar fark etmeden yok oluyor.Güveni siliyor,dolaylı olarak artık doğru insanı da göremez oluyoruz. Yaşın yanındaki kuruda kül oluyor. Şüphe insanı kemiren tahta kurdu. Yıkılan umutların,beslenen güvenin tamiri çok çok uzun yıllara mal oluyor belki de telafisi hiç mümkün olmuyor.

Bu ciddiyetsizlik başta Allah'a saygısızlık, Allah'ı ciddiye alan biri, onun yarattığı her şeyide ciddiye alır.İnsan olmanın özü bu.Toptan silicilik yapmıyorum, istisnaları ayırdım zaten.Fakat insanlar ciddiyyetsiz genelde , işine ciddiyyetsiz, eşine ciddiyyetsiz, arkadaşına ciddiyyetsiz hatta çocuğuna bile ciddiyyetsizleri gördüm ben. Hayata bir işyeri olarak bakıyorum, insanları da çalışanlar ve bunun üzerinden "herkes işini iyi yapsın, yapmayacaksa istifa etsin”, derim hep.

şimdi bu ciddiyetsiz zatın yapacağı şey çok basit , 'ben buyum' itirafı. Hasta olduğunun farkında, o zaman tedavisi mümkün olabilir.İşte bu kadardı ondan beklenen, bu bile ciddi olmaktır. Saygı duyulacak türden. Çünki haddini biliyor, yanlışını savunmuyor, bize buda yeter.Beklentileri,gücenmeleride keser bu itiraf.Bu kez döner biz destek veririz iyileşmesi için.

Ya değilse;senin önemsemediğin konular kim bilir hangi hayatın yıkımı oluyor. Taşıyabileceği kadar boş vermiş davranmalı insanlara. Ödeyemeyeceği borcun altına girmemeli sonrasında.

Erdem bedava dağıtılmıyor, emek istiyor,yürek teri istiyor kolay kazanılmıyor, zor kazanılanı taşıması da zor oluyor,onu kimse kolay harcamaya kalkmamalı..
...ve hayat devam ediyor her şeye rağmen! ne diyelim ,iyi olan kazansın...
Zehra Asuman

Not: İçimden Geldi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder