16 Mayıs 2012 Çarşamba
ZAMAN
"..Onlara Allah'ın günleri ile öğüt ver."/-14-5
Allah'ın bir şeyin üzerine yemin etmesi,mesela zamana, o şeyin büyüklüğüne delil olması değil, insan hayatındaki değerini bildirmeye bir vurgudur.
insan yaşama gözlerini açtığı ,hatta anne karnına düştüğü andan itibaren kazanç olarak topladığını şeyleri kâr sayarken aynı anda ,zaman sermayesini tüketmeye başlar,ama bunun pek bilincinde de değildir.
zamanı erittiğini,tükettiğini hiç düşünmez .
Düşünmediği bu değer olmadan da ,kazançlarının ona fayda sağlamayacağını,
asıl servetinin zaman olduğunu farketmez..
zamanı tükettikten sonra ,kullanamayacağı kazancın ne anlamı kalırdı ki ..
kazandım saydığı şeyleri yine ,zaman olmalı ki kullanabilsin.
insanın harcayıp tükettikleri içinde, zaman diğer metâalara benzemez. Çünki harcanan zamanın aslâ yenisi alınamaz, geri gelmez, değiştirilemez ve ödünçte alınamaz.
Zaman alternatifi olmayan değer üstü değerdir..
"Zaman su gibi akıp gitti" ,denilir,bu benzetmede çok ilginçtir.”su ve zaman” alternatifi olmayan iki mucizedir insanoğlu için.
Bu Zaman”daki sır çözülebilecek türden bir sır değildir.
İnsanları olayları tanımlarsın,içinden çıkılamaz durumları ,çaresizlikten zamana bırakayım dersin,nasılsa zaman çözer öyle veya böyle…
Öyledir…
Zamandan mekândan bize ne aslında …!
Onun sahibi onu sevk-i idare ediyor zaten,bize düşen onun mahiyyetini anlayıp ona göre davranmaktır her durumda..
Maliki bizler değiliz ki sahib olduklarımızın; olmadığımız bir şeye de hakim olamıyoruz elbette,
onlarda emir kulu bizlerde ...
Zaman benim fikrimi de almaz , sen neler yapmak isterdin,ben sana nasıl hizmet verebilirim,nereden başlamalıyım ve nerede bitirmeliyim gibi, bir derdi yoktur onun.
Bize sormadan "ma huliga leh"ini gerçekleştirir o...
Yaratılış amacını gerçekleştirir, istifini bozmadan ,sana uymadan.
senden bekler kendisine uymanı,yetişip yetişmemen onu hiç ilgilendirmez.
-ve "AMA"larında sadece seni bağlar bu durumda…
İşi de olmaz senin mazeretlerinle ;beni iyi kullandı mı ,yerli yerinde yapması gerekeni yaptı mı ?,aldırmaz .
o sadece sessizce akar gider yolunda..
Dinlemez hiçbir sesi ,sağır kesilmiştir feryatlara, senden de çok şey alarak ,hatte senide alarak gider , farkında olmazsın da sona geldiğinin "ama " demeye devam edersin.
Banane der; ben hep olmam gereken yerdeydim.
Ziyan hayatlardan olmasaydın,sende çözümleseydin kendini..
tarihleri tekerrür ettirmeseydin,
kaç ömür yeterdi ders alabilmen için,ne yapmalıydım senin umarsızlığına...
"Hiç akletmezmisiniz.?" denmemişmiydi sana..
Ben hep giderim ,gitmek benim işim ,sende takipçisi olsaydın yaptıklarının,
yapamadıklarının,ben sorumlu değilim senin pişmanlıklarından ,
ben sadece giderim,giderim derken bile gittim...
Benim işim gitmek,adım üzerimde zaman.!
sende aklını beni doğru kullanmakla,kazançlarınla, yaptıklarınla gösterseydin.
Zamanın ne demek olduğunu,çekilmez acıların arasında, derdin ortasında ,süre ile kısıtlanmış anlarda fark edersin..
Kimi zaman burada donsun hiç geçmesin ,kimi zamanda hafızamdan bu acı silenene kadar hızla tükensin dediğin.
Zaman akmalı,nasıl akmazdı ki ,nasıl durabilirdi,geçmekle görevlendirilmişti
yaratıcısından,onunda elinden gelen bir şeyde yoktur zaten.
Zaman yürür(yürütülür),insan yürür(yürütülür),kim durdurailirki bu gidişi,çakılıp kalsan ana nasıl mümkün olabilir ki bu,
varlığın fıtratında var bu gidiş...
Zamansız bir dünya da düşünülemezdi herhalde,peki o zaman “zaman “ sadece bir kavramsa neyi canlı kılyor, neyi hareket ettiriyor da biz iyi ki geçiyorsun zaman diyoruz.
Yoksa zaman dediğimiz hayatın ta kendisi mi....?
Zaman hazinesi varlığa dağıtılan "an"lardan oluşan ikramlardır..
Sadece o an vardır,
dününü yitirmişsin,
yarınına varabilme garantisi olmayan,
bir yığın pişmanlıklar biriktirdiğin anların toplamıdır zaman..
Anlar vardır uzarda uzar,anlar vardır farkına varmadığın göz açıp kapayana kadar tükettiğin.
Kimi zaman bir günün bir saat gibi geldiği, kimi zaman bir dakikanın saatler sürdüğü...
Doğru zamanda, doğru yerde olmamalardan oluşur her zaman hayat…
Ya geç kalmışsındır ,yada çok erken…
içinden geçirip yapamadığın bir sürü çaresizliğin adıdır zaman.
Varlık varsa anlam kazanandır zaman...
Şu vakit ki; an dediğimiz bizde can bulan ,biz varsak var ,yok isek kaybol/an/....
Zaman ,şu kadar zamanın kaldıyı duyanlarda anlam kazanan.
Geliş gidişlere dur diyemediğimiz ,çaresizliğimize el aman dedirten zaman..
Peki zaman geçti ,giden nereye gitti..?
Gelecekte olan nerede,mekanı ,yeri yurdu neresi..?
Zaman bir muamma ,"İdraki meali bu küçük akla gerekmez, zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez" , demiş ziya paşa,biz zamanın ve önemini tahlil edelim fakat mahiyetini bilemediğimiz şeyleri düşünmekten ziyade,neden yaratıldı ,bu yaratılışa biz nasıl cevap vermeliyiz ,bizi bağlayan kısımda sadece budur.
Zamanın arkasından bakan çaresiz bakışlarla kalmamak için...
Zehra Asuman-Denemeler
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder